KÜLTÜREL DEĞERLERİ ÖNEMSİYORUZ
Üretimini yaptığımız tüm alkollü içeceklerin derin tarihlerine, dünyaya olan kültürel etkilerine ve kökenlerine önem veriyoruz. Bu anlayış, sadece maddi değerlerin ötesinde, insanlık tarihinin bir parçası olan gelenek ve göreneklerin yaşatılmasına olan bağlılığımızdan kaynaklanmaktadır. Alkollü içecekler, birçok toplumda sosyal etkileşimin ve kutlamaların merkezinde yer almış olup, farklı kültürlerin bir araya gelmesine olanak tanımaktadır.
RAKI TARİHİ
Rakı, Türk kültürünün vazgeçilmez içkilerinden biri olarak uzun bir geçmişe ve derin bir geleneğe sahiptir. Anason aromalı bir içki olan rakı, tarihsel olarak Osmanlı İmparatorluğu dönemine kadar uzanır. İlk olarak 14. yüzyılda ortaya çıktığı tahmin edilmektedir. O dönemde, distilasyon tekniklerinin gelişmesiyle birlikte, şarap veya diğer fermentasyon ürünlerinin damıtılmasıyla yapılmaya başlanan rakı, zamanla kendine özgü bir tadı ve yapısal özellikleriyle ön plana çıkmıştır.
Rakı, başlangıçta daha çok zengin ve elit kesim tarafından tüketilirken, zamanla tüm toplumsal katmanlarda yaygınlaşmış ve Türkiye’nin ulusal içkisi haline gelmiştir. Özellikle 19. yüzyılda, Osmanlı İmparatorluğu’nun sosyal ve kültürel yapısındaki değişimlerle birlikte, rakının üretimi ve tüketimi artış göstermiştir. Bu dönemde, rakı fabrikalarının kurulması ve içerik standartlarının belirlenmesi, rakının kalitesi ve ünü açısından önemli adımlar olmuştur.
Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte, rakı, yeni Türk toplumunun simgelerinden biri olarak kabul edilmiştir. Ayrıca, rakının tüketimi genellikle sosyal etkinliklerin bir parçası olarak algılanmakta; dostlarla yapılan yemeklerin, kutlamaların veya özel anların vazgeçilmez unsurlarından biri haline gelmektedir. "Rakı sofrası" kelimesi, dostların bir araya gelerek paylaşımda bulunduğu, sohbetlerin yapıldığı, anıların paylaşıldığı özel bir mekanı tanımlar. Bu mekan, Türk kültüründe sadece bir içki içme yeri değil, aynı zamanda sosyal etkileşimlerin yoğunlaştığı, kültürel değerlerin aktarıldığı bir alan olmuştur.
Geleneksel rakı tüketiminde, genellikle meze çeşitleri ile birlikte servis edilmesi alışkındır. Peynir, zeytin, deniz ürünleri ve çeşitli sebze mezeleri, rakı ile uyumlu lezzetler arasında yer alır. Aynı zamanda, rakının yanında tüketilen su, damak tadını dengelemek ve içkinin tadını ortaya çıkarmak açısından kritik bir rol oynamaktadır. Rakının incelikle içilmesi ve ikram edilmesi, Türk misafirperverliğinin bir göstergesi olup, samimiyetin ve dostluğun sembolu haline gelmiştir.


CİN TARİHİ
Cin içkisinin tarihi, kökleri yüzyıllar öncesine dayanan zengin ve karmaşık bir geçmişe sahiptir. İlk olarak 11. yüzyılda Arap yarımadasında tıbbi amaçlarla kullanılmaya başlanan, ardından 14. yüzyılda Avrupa’da, özellikle Hollanda’da popüler hale gelen cin, başlangıçta bitkisel karışımlar ve alkolün birleşimi ile elde edilen bir içki olarak tanımlanmıştır. Hollanda'da "Jenever" adıyla bilinen bu içki, kısa sürede İngiltere ve diğer Avrupa ülkelerine yayılmış, burada farklı tarifler ve üretim teknikleri ile çeşitlenmiştir.
17. yüzyılda, İngiltere'nin içki tüketiminde yaşanan artış ve cinin kolayca ulaşılan bir içki haline gelmesi, özellikle "Cin İhtilali" olarak adlandırılan dönemde, sosyal ve ekonomik sorunları da beraberinde getirmiştir. 19. yüzyılın sonlarına gelindiğinde, cin, tonic ve çeşitli otlar ile birleştirilerek yapılan kokteyllerle hala popülerliğini korumuş, modern bar kültürünün vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir. Günümüzde ise cin, dünya genelinde farklı türleri ve stilleri ile karşımıza çıkmakta olup, sürekli olarak yenilenen tat profilleri ve modern üretim yöntemleri sayesinde, içki severler için zengin bir deneyim sunmaktadır.
VOTKA TARİHİ
Votka, kökenleri 8. yüzyıla kadar uzanan ve tarih boyunca çeşitli kültürler tarafından benimsenmiş bir içkidir. İlk olarak Doğu Avrupa'nın Slav toplulukları arasında, özellikle de Rusya ve Polonya bölgelerinde sıkça tüketilmeye başlanmış, zamanla dünya genelinde popüler hale gelmiştir. Başlangıçta, votka genellikle ilaç olarak kullanılmakta, sağlık faydaları olduğuna inanılmakta ve şifa amacıyla içilmektedir.
Votkanın üretim süreci, doğal malzemelerden elde edilen alkollerin damıtılmasıyla gerçekleşir ve bu işlem, alkolün kalitesi ile doğrudan ilişkilidir. Tarihsel süreç içerisinde, votkanın sosyal ve kültürel anlamda bir sembol haline gelmesi, özellikle Rus kültüründe derin kökleri olan içki adetleriyle bağlantılıdır. Zamanla, votka sadece bir içki değil, aynı zamanda bir toplumsal ritüelin parçası haline gelmiş ve kutlamalar, cenazeler ve diğer önemli sosyal etkinliklerde yer almıştır. Günümüzde, dünyanın dört bir yanında farklı çeşitleri ve markaları bulunan votka, farklı tat ve aroma profilleriyle tüketicilere sunulmakta ve kokteyl kültürünün vazgeçilmez bir unsuru olarak kabul edilmektedir


LİKÖR TARİHİ
Likör tarihi, kökenleri antik dönemlere kadar uzanan zengin ve karmaşık bir geçmişe sahiptir. Likörler, genellikle yüksek alkol içeriğine sahip olan ve çeşitli meyve, baharat veya ot infüzyonları ile tatlandırılan içkiler olarak tanımlanır. İlk likörlerin, özellikle 8. yüzyılda Araplar tarafından yapılan alkol bazlı içecekler şeklinde ortaya çıktığı düşünülmektedir. Bu dönemlerde, farklı bitkilerin ve baharatların sağlık yararlarının keşfedilmesiyle, bu karışımlar tıbbi amaçlar için kullanılmaya başlanmıştır.
Zamanla, Avrupa’ya yayılan bu gelenek, özellikle Orta Çağ'da monastik manastırlarda geliştirilmeye devam etmiştir. Manastırların şarap yapımındaki uzmanlığı, likör üretimine de önemli katkılar sağlamıştır. 17. yüzyılda ise, likörler yalnızca tıbbi amaçlar için değil, aynı zamanda sosyal ve eğlenceli bir içki olarak da tercih edilmeye başlanmıştır. İtalya, Fransa ve Almanya gibi ülkelerde üretilen çeşitli likörler, bu dönemde popülarite kazanmış ve farklı kültürel yorumlarla çeşitlenmiştir. Bugün, modern likör çeşitleri, hem geleneksel tariflerin hem de yenilikçi üretim tekniklerinin kombinasyonu ile zengin bir yelpazeye sahiptir, böylece tarih boyunca süregelen evrimi devam etmektedir. Likör, yalnızca bir içki olmaktan öte, gastronomi dünyasında bir kültür unsuru haline gelmiş ve dünya genelinde birçok farklı kültürde kendine yer bulmuştur.